Kayıtlar

Şubat, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MEHMET ÂKİF ERSOY SAMİMİYETİ: SAFAHAT

Resim
Şiirindeki gücü samimiyetinden alan bir şair, Mehmet Âkif. Samimiyet dedim, çünkü  Safahat 'ı okurken Mehmet Âkif'in hissettiği ne varsa hepsini hissediyorsunuz. Çünkü Âkif bir şeyi anlatırken adeta yaşıyor ve size yaşatıyor.  Bir mümin olarak son derece açık fikirli ve ilim hayranı olan Âkif, şiirine kendi ailesinin fertlerinin de aralarında bulunduğu sokağın, ülkenin, insanlığın bütün meselelerini doldurur.  "Şiir güçlü yazmakta değil yazmaya başlamadan evvel hissetmektedir." diyen Âkif yazarın kendi bilmediği veya tecrübe etmediği durumları anlatmak için bunlar üzerinde düşünmesi ve oluşan hayalin etrafında dolaşmasını tavsiye eder. "Biz edebiyatın vatanı olduğuna iman edenlerdeniz. O sebepten hiçbir milletin vatanını memleketimize mal etmek istemeyiz." diyerek de edebiyatın vatanı olmadığını söyleyen Namık Kemal'den ayrılır. Aynı zamanda Mehmet Âkif Şinasi'den itibaren devam eden "şiirin faydası olması" görüşüne ba

YAHYA KEMAL VE KENDİ GÖK KUBBEMİZ

Resim
Yahya Kemal uzun bir ömür sürmüş, Mütareke'den itibaren Türk şiirinin en önemli şahsiyeti olmuş, düşünceleriyle; tarih, coğrafya ve millet arasında kurduğu münasebetle kendisinden sonrakilere yol göstermiştir.  Şiirin, günün heyecan ve düşüncelerini daha kolay anlatma vasıtası sayıldığı günlerde şiir üzerine sadece sanat olarak, ölümsüzlüğün ifadesi olarak durmuş şahsiyetlerdendir. Şiirlerinde Türkçeyi muazzam bir şekilde kullanmış; saf şiirin öncülerinden biri olmuştur. Üsküp'te doğan ve vatan topraklarının dışında kalan bu şehre olan hasretini ömür boyu eserlerinde devam ettiren Yahya Kemal, önce Selanik'e, oradan İstanbul'a gelmiştir. İlk şiirlerini 1902-1903'te Servet-i Fünun üslubunda verdikten sonra Paris'e gitmiş, orada birbirinden farklı sanat görüşleri ile karşılaşmış ve böylece  klasik sanatın önemini anlamıştır. Romantizm, parnasizm, sembolizm ve neo-klasisizm akımlarının arasında geçen gençlik yıllarında Paul Verlaine'nın şiir anl

HİKÂYELERİYLE REFİK HALİT KARAY

Resim
Refik Halit'in hikâyeleri; 1900-1910 arası yazdığı ilk hikayeler ve 1915-1918 arası Anadolu'da yazdığı hikâyeler olmak üzere ikiye ayrılabilir. Bunlar onun Memleket Hikâyeleri 'nde toplanmıştır. Refik Halit bu hikâyelerde içgüdülerin gücünü ve bunların altında ezen veya edilen kişileri hikâye etmiştir.  Mahmut Şevket Paşa'nın vurulmasından sonra Sinop'a sürülen Refik Halit, yazarlığına mizahla başlamıştır. Bu özelliği ömür boyu sürdürmüştür. Yazarın şahsi hayatı bakımından ıstıraplarla dolu olan bu sürgün Türk edebiyatına  Memleket Hikâyeleri 'ni kazandırmıştır. Anadolu halkının bezgin ve ehl-i keyif yaşayışını, yalnızlığını, memurların devleti temsil edemediklerini, bu çok rahat okunan hikâyelerde anlatmıştır. Refik Halit'in hikâyelerinin konuları yazarın hayat tecrübesine göre değişir. İşlediği konular çevresinde gözlemledikleri ile sınırlıdır. İnsanın temel içgüdülerini, sahteliklerini başarıyla verirken Memleket Hikâyeleri 'nde ç