Kayıtlar

Mart, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İKİ UÇ KARAKTER: ALİ NİZAMİ BEY'İN ALAFRANGALIĞI VE ŞEYHLİĞİ

Resim
"Gerçi bu yaşadığımız zamanlar, bizim bir tahterevalli oynar gibi, bir hayli ilerlemiş bir alafrangalıktan bir hayli geri kalmış bir şarklılığa, lezzetle, bir gidip bir geldiğimiz zamanlardı. Fakat aynı adamın, bu kadar az bir vakit içinde, o kadar gösterişli bir alafrangalıktan bu kadar koyu bir şarklılığa geçişine cidden hayretler içinde kalıyordum." Alice'i bilirsiniz. Hani sıkıcı hayatından beyaz bir tavşanı takip ederek kurtulmuştu. Tavşan deliği, onu bambaşka bir dünyayla tanıştırmıştı. İşte romanlar da insanı başka dünyalara, başka başka insanlara götüren tavşan delikleridir. "İnsan büyük bir muammadır." diyen Abdülhak Şinasi Hisar, bizi romanlarıyla insanın içine doğru bir yolculuğa çıkarır. Ali Nizami Bey'in Alafrangalığı ve Şeyhliği kitabıyla tanıdığımız Ali Nizami Bey ise onun en muamma dolu karakteridir.     ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR: 1887 yılında, İstanbul'da, babasının Rumeli Hisarı'ndaki yalısında dünyaya geldi. Galatasaray Lisesinde Rec

BİR ŞÜPHENİN ROMANI: YALNIZIZ

Resim
  "Ey insan! Bu kitabı sana ithaf ediyorum. Başının üstünden büyük bir rüzgâr geçiyor. Yalancı bir fecirle başlayan asır kararıyor ve sana tek ümit ışığı olarak en kudretli kaynağı uranyumda değil, senin ruhunda sıkışmış maddeden kopararak çıkardığın korkunç tahrip aletinin patlayışından yükselecek alevi bekletiyor. Ey bahtsız! Tarihinin hiçbir devrinde kendine bu kadar yabancı, bu kadar hayran ve düşman olmadın." Hayat zıtlıklar üzerine kuruludur: Aydınlık-karanlık, iyi-kötü, ruh-beden... Trajediden doğan roman türü zıtlık üzerine kurulu bu dünyada evini arayan insanlara adeta "Seni anlıyorum!" tesellisi verir. İnsanı maddenin, bedenin çekiminden kurtarıp ruhunu özgürleştirmeye çalışan Yalnızız romanı, Peyami Safa'nın insana bir tesellisi olarak arz-ı endam eder.     PEYAMİ SAFA: 1899'da, İstanbul'da doğdu. Yoksulluk ve dokuz yaşında yakalandığı kemik veremi nedeniyle düzenli bir eğitim alamadı. Bir yandan çalışırken bir yandan da kendi kendini yetişt

ALAFRANGA VS. ALATURKA: FATİH-HARBİYE

Resim
"Şark ve Garp insanlığın külçesini terkip ederler, bu itibarla, medeniyet dediğimiz şey yeni terkiplere doğru mütemadiyen istihale eder. Buna terakki, tekamül, değişme, ne derseniz deyiniz. Ben tabirlerden de korkarım. Hiçbir tabiatın sabit bir medlulü yoktur. Garp medeniyetinin içinde Şark unsurları ve Şark medeniyetinin içinde Garp unsurları yok mudur? Fakat her şey bir derece meselesidir." Güneşin doğduğu yerle battığı yer arasındaki mesafe ne çok meşgul etmiş insanı yüzyıllardır. Doğu-Batı meselesi ülkemize 19. yüzyılın değişim rüzgârlarıyla gelen ve günümüze kadar süren bir mesele. Peyami Safa, Doğu-Batı sorununu "Türk ruhunun en büyük işkencesi" olarak tarif eder. O, bunu söylediğinde Tanzimat Dönemi çoktan geçmiş, Milli Mücadele bitmiş, Osmanlı İmparatorluğu artık yerini Türkiye Cumhuriyeti'ne bırakmıştı. Toplumsal değişimlerin etkileri had safhadaydı. İşte Peyami Safa'nın Fatih-Harbiye romanı, bu değerler çatışması üzerine kurulu bir romandır.     P

TARİHİN İZİNDE: SULTAN HAMİD DÜŞERKEN

Resim
  "İstibdatı yıktık, her şeye hakim olduk, diyoruz. Hakikatte ise disiplinsiz, bilgisiz, hazırlıksız bir avuç insandan ibaretiz... Büründüğümüz, arkasına gizlendiğimiz esrar perdesi altında hiç de kuvvetli olmadığımızı sezenler var, sezenler artıyor." Geçmiş dönemlerin ruhunu tanımlamak zor bir iştir. İşte bu noktada devreye özellikle edebiyat ve romanlar girer. Tarihsel dönüşümlerin yaşandığı toplumsal çerçevede bireyi o döneme özgü koşullar içine yerleştiren romanlar, elverişli birer kaynaktır. Nahid Sırrı Örik'in Sultan Hamid Düşerken adlı romanı bu anlamda Türk okuru için önemli bir kaynaktır.     NAHİD SIRRI ÖRİK: Üst düzey bir devlet görevlisi ve aynı zamanda yazar olan Hasan Sırrı Bey'in oğlu olarak 1895'te, İstanbul'da dünyaya geldi. Galatasaray Lisesini yarıda bırakarak kendi kendini yetiştirdi. 1915'ten 1928'e kadar Tiflis, Berlin, Paris, Roma, Viyana gibi şehirlerde yaşadı. İlk öyküsü Paris'te çıkan bir dergide Fransızca olarak yayımlan