HİKÂYELERİYLE REFİK HALİT KARAY


Refik Halit'in hikâyeleri; 1900-1910 arası yazdığı ilk hikayeler ve 1915-1918 arası Anadolu'da yazdığı hikâyeler olmak üzere ikiye ayrılabilir. Bunlar onun Memleket Hikâyeleri'nde toplanmıştır. Refik Halit bu hikâyelerde içgüdülerin gücünü ve bunların altında ezen veya edilen kişileri hikâye etmiştir. 

Mahmut Şevket Paşa'nın vurulmasından sonra Sinop'a sürülen Refik Halit, yazarlığına mizahla başlamıştır. Bu özelliği ömür boyu sürdürmüştür. Yazarın şahsi hayatı bakımından ıstıraplarla dolu olan bu sürgün Türk edebiyatına Memleket Hikâyeleri'ni kazandırmıştır. Anadolu halkının bezgin ve ehl-i keyif yaşayışını, yalnızlığını, memurların devleti temsil edemediklerini, bu çok rahat okunan hikâyelerde anlatmıştır.

Refik Halit'in hikâyelerinin konuları yazarın hayat tecrübesine göre değişir. İşlediği konular çevresinde gözlemledikleri ile sınırlıdır. İnsanın temel içgüdülerini, sahteliklerini başarıyla verirken Memleket Hikâyeleri'nde çöken devletin temsilcisi memurların tembellik, basitlik ve sahtelikleri de  ortaya dökülür. Örneğin; Sarı Bal gücünü aile, din ve devlet kurumlarından alan otoritenin yozlaşmasının teşhiridir. Bu hikayeler arasında Yatık Emine, Boz Eşek, Şeftali Bahçeleri yazarın bu döneme ait en ünlü hikâyeleridir. Anlatış bakımından çok güzel olan bu hikâyeler, en derin sosyal yaralara dokunmaktadır.

Memleket Hikâyeleri'inden bana göre en güzeli ise Hakkı Sükût'tur. 1909'da yazılan bu öykü, Bursa'da ipek fabrikasında yaşananları konu almaktadır. Buradaki her türlü önlemden yoksun, olumsuz iş koşulları; çalışanların sağlığını bozmakta, peş peşe işçi genç kız ölümleri gerçekleşmektedir. Fabrikada amele katibi olarak çalışan ve bu ölümleri gözleyen Hasip Efendi, duygusal yakınlık hissettiği bir işçi kızın da aynı akıbeti paylaşması üzerine buna tepki göstermekte; ancak patronu maaşına zam yaparak onu susturmayı başarmaktadır. Hikâye bize yazıldığı zamanın çalışma koşulları, çalışma koşullarının çalışanlar üzerine etkileri hakkında bilgiler vermekte, zamanına ışık tutmaktadır.

Gazetelerde çevirici olarak yazı hayatına başlayan Refik Halit Karay, mizah dergilerinde yazmış ve bu yazılar yüzünden iki defa sürülmüştür. Milli Mücadele aleyhindeki yazıları dolayısıyla yurtdışına sürülen "yüzellilikler" arasında yer alan Refik Halit, uzun yıllarını Beyrut, Halep dolaylarında geçirmiş, buram buram memleket hasreti kokan hikâyeler yazmıştır. Bu hikâyeler de Gurbet Hikayeleri'nde kendine yer bulmuştur.




Yorumlar

  1. çok teşekkür ederim . sana aboneyim. . gerçekten çok iyi bir edebiyatçısın

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Görüş ve eleştirileriniz benim için değerlidir.

Bu blogdaki popüler yayınlar

TÜRKÇE YAZILMIŞ İLK ROMAN: TAAŞŞUK-I TALAT VE FİTNAT

BİR İRONİNİN ROMANI: SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

BİR İDEOLOJİNİN ROMANI: TURFANDA MI YOKSA TURFA MI