BİR PROPAGANDA MI? - YEŞİL GECE



"Eski bir taş köprü ile dere geçildikten sonra fakir mahallelere giriliyor ve sefalet bütün dehşeti ve çirkinliğiyle başlıyordu. Ortalarından akan çirkef sularında yarı çıplak çocuklarla çamurlu köpekler oynayan eğri büğrü sokaklar... Tezekle çamurdan yapılmış yarı yarıya toprağa gömülü penceresiz kulübeler..."


Tanzimat'tan Cumhuriyet'e kadar olan savaşların birebir muhatabı Anadolu'nun sıradan halkıydı. Bu sessiz çoğunluk kendisine dayatılmaya çalışılan tüm ideolojilerden bağımsız olarak düşmana karşı göğsünü siper etmiş, vatanını canı pahasına savunmuştu. Reşat Nuri Güntekin'in halkın bu kahramanlığını göz ardı ettiği tartışmalarına yol açan Yeşil Gece;  Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet'in ilk yılları ve yenileşme hareketlerini anlatır.


    REŞAT NURİ GÜNTEKİN


Yazar 1889'da İstanbul'da doğdu. Çocukluğu, askeri doktor olan babasıyla Anadolu'yu şehir şehir dolaşmakla geçti. İstanbul'da Saint Joseph Lisesi, sonra da Darülfünun Edebiyat bölümünden mezun oldu. Fakülteyi bitirince önce Bursa Lisesinde daha sonra İstanbul'da Vefa, Kabataş, Galatasaray liselerinde uzun yıllar Fransızca ve Edebiyat öğretmenliği ve müdürlük görevlerinde bulundu.

Yazı hayatına I. Dünya Savaşı'ndan sonra başlayan Reşat Nuri, asıl şöhretini 1922'de Vakit gazetesinde tefrika edilmeye başlanan Çalıkuşu romanıyla yakaladı. 1931'de maarif müfettişi oldu. Anadolu'yu baştan başa dolaşmasına neden olan bu görev sayesinde ülkenin gerçeklerini yakından görme ve tanıma imkanı buldu. 1939 yılında siyasete girip Çanakkale milletvekili seçilen Güntekin, 1956'da akciğer kanserine yenik düşerek hayata gözlerini yumdu.


    YEŞİL GECE


-------içerik uyarısı------

"Evet, zavallı memleket, asırlardan beri yeşil gece içinde yaşıyordu. Halk dünyayı hep bu karanlığın arkasında görüyordu. Anadolu'da fikirlerin geri, insanların sefil kalması, işlerin fena gitmesi hep bu yüzdendi."


Ali Şahin; köyde yaşayan, güçlü ve akıllı bir çocuktur. İlmiyeden olan babası onu "yeşil ordu"nun bir eri olarak yetiştirmek ister ancak ömrü vefa etmez. Çocuk yaşta babasını kaybeden Ali Şahin, babasının ülküsünü gerçekleştirmek için softa bir akrabasına takılıp İstanbul'a gider ve Somuncuoğlu Medresesine yazılır. 

Medresedeki öğrenciler, sefalet içindeki Anadolu'dan gelen yoksul çocuklardır. Medrese hocalarının dini ve ilmi menfaatlerine âlet ettiğini,  dertlerinin ilim öğretmek değil para kazanmak olduğunu öğrenen Ali Şahin, büyük hayal kırıklığına uğrar. Allah'a olan inancını yitirir. Tüm cehaletin ve sefaletin sorumlusu olarak padişahı görür. Medreseden ayrılıp Darülmuallimin'e yani öğretmen okuluna geçer. Kaybettiği dini duygularının yerine deneysel bilimleri koyar. Ona göre memleketi kurtaracak olan, yeni okulların yetiştireceği çağdaş fikirli gençlerdir.

-------içerik uyarısı------


Yeşil Gece, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun çıkarıldığı, tekke ve zaviyelerin kapatıldığı, medreselerin ve tüm eğitim kurumlarının maarif müdürlüğüne bağlanarak modernleşmeye çalışıldığı bir dönemde yazılmıştır. Dinden bağımsız eğitimi öven bu romanın devlet ideolojisinin propagandasını yapmak üzere ısmarlanmış bir roman olduğu tartışmaları vardır. Reşat Nuri Güntekin'se romanın yazılış sebebini şöyle açıklar:

"Ben Yeşil Gece'de sadece itikadını, onunla beraber de ebedi hayat ümidini, uzun ve acı savaşlardan sonra kaybeden, kendi ölümlülüğüne milletin ölümsüzlüğü fikrinde teselli arayan bir insanın romanını yazmak istiyordum. Atatürk inkılâbı ve laik öğretim zamanına rastladı."

Yeşil Gece'nin propagandif bir yanı olduğu söylenebilir. Eser; 1928 yılında yazılmış olmasının yanı sıra eskiyle yeniyi, İslam'la moderni, şarkla garbı karşılaştıran ve eskiyi acımasızca eleştiren bir romandır. Öte yandan genç bir insanın inanç problemine, itikad buhranına götüren bir roman olarak iki yönlü bakılabilecek bir eser olduğu kanaatindeyim.


-------içerik uyarısı------

"Bunlar hep mektepsizliğin, hep memleketi asırlardan beri karanlığa ve kana boğan yeşil gecenin eserleri. Bu dertlere müsbet bilgiden gayri çare olamaz..."


Öğretmen okulundan mezun olan arkadaşları Anadolu'ya gitmemek için çareler ararken Ali Şahin gönüllü olarak Sarıova'ya tayinini ister. Sarıova'ya geldiği birkaç saat içinde softalığın bu kasabaya ne büyük kudretle hakim olduğunu görür. Şimdi hedefi, öğrencileri medreseden kurtarıp yeni mekteplere aktarmaktır. Fakat Hafız Eyüp Efendi,  Müderris Zühtü Efendi, Cabir Bey, Dolmacı Hoca gibi eski kafalılar ve çıkar çevreleri ve nihayet onların arkasındaki asıl güç Şeyh Naki Efendi; Ali Şahin'in getirmeyi düşündüğü bütün yeniliklere bir yığın dalavere ve iftiralarla karşı koyarlar. Fakat daha önce onların içinde yaşamış ve onları tanımış olan Şahin, bu softaları alt edecek usta planlar yapmakta onlardan geri kalmaz. 

-------içerik uyarısı------


Yeşil Gece, eleştirmenlere göre Reşat Nuri Güntekin'in sanat hayatında yeni bir yönelimin gözlendiği bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Daha önce duygusal ve kişisel konulara odaklanırken Yeşil Gece'den itibaren sosyal konulara ağırlık vermiş ve bütün romanlarında bu tutumunu sürdürmüştür. Eleştirmenlerin tüm bu görüşlerine karşılık Reşat Nuri'nin bu konudaki görüşleri ise farklıdır. Ona göre Çalıkuşu'daki âşık Feride ile Yeşil Gece'deki sakallı köy hocası Ali Şahin arasında büyük bir fark yoktur. Birisi sevdiği adamı, diğeri sevdiği Tanrı'yı kaybetmiş iki bî-çare âşık; Anadolu'yu dolaşıp boşluklarını doldurmaya çalışıyorlardır.

Aslında Reşat Nuri'nin bütün romanlarında toplumsal endişeyi görmek mümkün. Yeşil Gece'de bu endişeyi en üst noktada görüyor olmamız, bu romanın diğer Reşat Nuri romanlarından çok da farklı olduğunu göstermez. Eski-yeni, ilerici-gerici çatışması onun bütün romanlarında yer alan bir mevzudur.


-------içerik uyarısı------

"Medreselerin yeşil gecesi yalnız kendi içlerini karanlığa boğmakla kalmamış. Memleketin her yanına yayılmış, her köşesini kaplamış. Zaten bunun başka türlü olmasına da imkan yoktu. Akıllara, vicdanlara şimdiye kadar hep bu medreseden yetişenler rehberlik ediyorlardı. Bu adamlar memlekete karanlıktan gayri ne götürebilirlerdi ki?.."


Softalarla mücadelesinde Ali Şahin, kendisini destekleyen Mühendis Necip Bey, Rasim Hoca, Komiser Kazım Efendi gibi arkadaşlarının yardımıyla yeni bir okul binası yaptırmayı başarır. Okulundaki çocukların çoğunun sarıklarını çıkarmasını sağlar. Geri kafalı aileleri, çocuklarını medreseden alıp mekteplere kaydetmeye ikna etmekte hayli başarılı olur. 

Yunanlar Sarıova'ya girince softaların hepsi ya kaçar ya düşmanla iş birliği yapar. Ali Şahin de bu sırada bir Rum'un eczanesini yıkmaya çalışan halkı engelleyerek Yunanların gözüne girer. Yunanlar onu büyük camide vaaz vermekle görevlendirir. Şahin, tiksindiği bu görevi halkına yararlı olacağını düşündüğünden kabul eder ve tekrar sarık sarar. Yeni görevinin kendisine sağladığı kısmî dokunulmazlık sayesinde ölen erkeklerin eşlerine ve çocuklarına yardım eder. Türk subaylarını vaiz kılığında Kuva-yi Milliye cephelerine kaçırmayı da başarır. Ancak işgalcilerin şüphesini çeker ve bir Yunan adasına sürülür. 

-------içerik uyarısı------


Reşat Nuri Güntekin Yeşil Gece'de toplumsal sorunları giderme misyonunu aydın öğretmenlere yükler. Ona göre  aydınlar Anadolu'ya gitmeli, gencinden yaşlısına herkesi eğitmelidir. Memleketi kurtarma derdinde olan ve bunun yolunun eğitimden geçtiğine inanan Ali Şahin, tüm oklarını gerici olarak gösterdiği medreselere yöneltmiştir. Şahin'e göre medreseler; genç beyinleri yıkayan, onları topluma zararlı unsurlar haline getiren köhne kurumlardır. Bu gericilerle mücadele etmek için onların iç dünyalarını çok iyi bilmek ve hiç yılmamak gerekmektedir.


-------içerik uyarısı------

"Arkasında kaybolmaya başlayan Sarıova'nın hafif ışıklarına son bir defa baktı. 'Çok doğru söylemişler... İnkılâp denilen şey bir günde olmuyor.' dedi."


Milli Mücadele'nin kazanılmasından, Cumhuriyet'in ilanından ve Şapka İnkılâbı gibi birçok yeniliğin yapılmasından sonra Ali Şahin heyecanla Sarıova'ya döner. Ancak yine hayal kırıklığına uğrar. Çünkü kaba softaların düzenbazlıkla bu kez de Kuva-yi Milliyeci olduğunu görür. Kafaları değişmemiş, sadece kılık kıyafetleri değişmiştir. Cumhuriyetçi kesilen bu softalar, bu sefer de Şahin'e Yunanlarla iş birliği yaptığı ve gerici olduğu iftirasını atarlar. Kasabanın genç maarif müdürü de bu iftiraya inanır ve Şahin'in yüzüne bile bakmaz. Ali Şahin umudunu yitirmez ve derdini anlatmak için zaferin ve inkılâbın doğduğu yere, yeni başkent Ankara'ya doğru yola çıkar. 

 -------içerik uyarısı------


Reşat Nuri Güntekin, Yeşil Gece'de bir yandan eğitim inkılâbını savunurken diğer yandan bunun zamanlamasının doğruluğunu sorgular. Böyle gerici bir toplumda inkılâbın ne derece başarılı olacağına dair oldukça ümitsizdir. Nitekim Yeşil Gece'nin yayınlanmasından uzun bir süre sonra, 1954'te verdiği bir röportajında halkın gerici ve cahil çoğunluğuna karşılık aydınların çok az olduğunu ve onların sayısı çoğalmadan da inkılâbın yerinde sayacağını söylemiştir.

Yeşil Gece bir ideolojinin propagandası olarak tarihe geçmiş, kimilerince çok sevilmiş kimilerince çok eleştirilmiş bir roman. Aydınlık, yobazlık, din düşmanlığı gibi bugün dahi güncelliğini koruyan pek çok mevzuu içinde barındırıyor. Ve ne yazık ki içinden çıkıp bir türlü çözümleyemediğimiz bu mevzular, bizi bugün de ayrıştırmaya devam ediyor.


Yeşil Gece bir roman değil de bir müzik olsaydı:



Fotoğraf: ozgurkitaplarim (İnstagram)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TÜRKÇE YAZILMIŞ İLK ROMAN: TAAŞŞUK-I TALAT VE FİTNAT

BİR İRONİNİN ROMANI: SAATLERİ AYARLAMA ENSTİTÜSÜ

BİR İDEOLOJİNİN ROMANI: TURFANDA MI YOKSA TURFA MI